my art gallery
www.myspace.com/candasart …ekim ayinin baslarinda nike ve bant dergisi ortak run temali bir sergi düzenledi istanbul kanyon da...oraya 1 video ile katildim...basilan kitapcik icinde bir roportaj oldu .....bant dergisine ve nike a tesekkurler....
*Çizim/resim/illüstrasyon/grafik/video işine ne zaman ve nasıl bulaştın? Yeteneğini ve tutkunu nasıl keşfettin?
Okul hayatımın başindan beri defterlerimin , kitaplarimin kenarlarina ders sirasinda yada sinavlara çalişirken bir şeyler karalardim.Yazmaktan,okumaktan çok bunu yapmak daha çekici gelmişti...Sözlüklerin,kitaplarin arasina frame frame resimler çizerek animasyonlar yapardim...ilkokulda o zamanın oyuncaklarindan olan tasolarin üzerindeki birçok çizgi film karakterini kopyaladim.En ilginci a4 kagitlara bir çok tasarim yapmiştim mesela ışıklı ayakkabilar,inanilmaz büyük gökdelenler,uçabilen trenler vs...o dönemlerde ileride meslek olarak kaşif olmayi düşünüyordum,dünyanin keşfedilmemiş yerlerini keşfetmek için.....Ortaokulda elimden hiç düşürmedigim çizim defterim vardi ki bu işkence odalari , yaratiklar gibi bir çok psikopat tarzda işler barindiriyordu......Birşeyler yaratmaya olan tutkumu resim ögretmeni olan annem gördü ve güzel sanatlar lisesine hazirlanmaya başladim.Bu hayatimi kurtardi diyebilirim.......
*Sahip olduğun estetik anlayışını nasıl tanımlıyorsun? Kısaca anlatabilir misin?
benim için bu anlayiş her olasiligin olabilecegi,kurallarin olmadigi,daha çok kaygisizca insanin duygularini vererek yaptigi,sonucu gerçeklikten kopuk fakat gerçeklikten yola çikan,kendini zamanin koşullarina ve gelişmelerine göre yenileyen ,kendi anlamını yok edip yepyeni anlamlar yaratabilen ,kendiyle çelişen, yenilikçi,sentezci bir anlayış.....
*Çalışmalarında muhakkak var olan üç unsur/karakteristik nedir?
Aslinda ben bu gibi şeylerden uzaklaşmak istiyorum yani işlerde var olan muhakkak unsurlar veya karakteristik..çünkü bu bence kişiyi yaratabilecekleri konusunda sınırlıyor...yaratıcı bir insan kendini yeniyelebilmeli ve monotonluktan kaçınmalı diye düşünüyorum....yapılan işler ve süreç bence otomatige baglamamalı....eger bu olursa kendini tekrardan ve işçilikten başka bir şey olmaz.....ve kişi kendini başka birçok olasiliga kapatmiş olur.....halbuki tek bir dogru veya güzellik anlayişi yok,olasiliklar sonsuz.....fakat ne yazikki insan kendini bu kadar çabuk yenileyemiyor ........aslinda bunu başarabilmekte çok zor gibi.obur taraftan bir tarza sahip olmanınmı yoksa hep birbirinden farkli şeyler yaratmaya çalişmanınmı daha iyi olduguna karar veremedim.belkide bu imkansiz...bilemiyorum.bunlar benim inandigim düşünceler fakat henüz uygulayamadigim şeyler..Bu yüzden benimde bazi unsurlarim var kendi işlerimde ne yazikki ...mesela kırmızı renk,kontrastlik,serbestlik,anlamsızlık....
*Yaşadığın yer çalışmalarını ne derecede ve ne şekilde etkiliyor?
yaptigimiz şeyler çevremizin,düşüncelerimizin ve gözlemlerimizin yansimalari oldugundan çevrenin çok büyük bir önemi var...insan çaliştigi yerde gerçekten kendini özgür hissedebilmeli.yaratimin en önemli şartlarindan biri tabiki özgürlük......fakat şimdilik ben bunu düşündügüm kadar başarabilmiş degilim ....... genellikle plansiz ve dogaçlama şekilde ürettigim için çevre de bu sürecin içinde büyük rol oynuyor yani makanın dekorundan çalan müzige kadar hepsi psikolojiyi ve dolayisiyla ortaya çıkan işi etkiliyor.....eger daha geniş düşünürsek yaşadigimiz toplum ve ülke tabiki de önemli....fakat ben bunlari yansitmaktan kaçiniyorum..daha çok bireysel ,hiç bir şeye ait olmayan,içimden geldigi gibi şeyler üretmeye çalişiyorum......fakat düşünçeler degişiyor ,herşey denenebilinir....
*Nike “Run” temalı sergi için hazırladığın iş senin tarzını ne ölçüde yansıtıyor? Bu işinin yanında, bambaşka teknikler ve bambaşka fikirlerle oluşturduğun çalışmaların da var mı?
sergi için hazirladigim video estetiksel anlamda klasikleşmiş seylerin dişinda rahatsiz edici şeylerinde farkli bir haz verebildigini,somutluktan olabildigimce kaçmaya çaliştigimi,anlamsiz şeyler yaratma istegimi yani fikirden çok ürünün verdigi duyguyu önemsedigimi yansitiyor....her teknigin ayri zevki ve sonucu oldugu için yapabildigim kadar çok farkli teknikte şeyler üretmeye çalişiyorum......bunlarin başinda gördügünüz gibi digital resim ,video ,animasyon,geleneksel tekniklerle resim,çizim ,fotograf,müzik gibi teknikler var....daha denemek istedigim enstalasyon,heykel gibi bir çok teknik var...
*Bu çalışmayı hazırlarken etkisi altında kaldığın fikir ve temalar neler?
bu işi koşma ve ayakkabinin temel noktalarini düşünerek yani ayak ve hız temalarından yola cıkarak yaptım....fikirden çok duyguyu nasil işleyebilecegimi düşündüm...
*Bir çalışmayı tamamlaman ortalama ne kadar süre alır? Bir işin bitmiş olduğuna nasıl karar verirsin?
bunun belli bir ortalamasi yok ve açikçasi pek te önemli degil benim için.....farkli tekniklerde işler yaptigim için hepsinin süresi farkli olabiliyor..ve bir işin bittigine pek benim karar verdigimi söyleyemem..iş zaten yapiliş süreci esnasinda bir noktaya geliyor ve artik birşey istemiyor..böylece tamamlanmiş oluyor...genellikle anlık işler yaptigim için çagrişimlar önemli.....neden ben olmuyorum....,o an önümdeki renk, form, doku,imaj gibi elemanlar bana fikir veriyor.Gidişhati belirleyen onlar
*Takip ettiğin, izinden gittiğin ve sana ilham veren sanatçılar kimler? Türkiye’den ve dışarıdan?
tabii etkilendigim ve ilham veren farklı alanlarda bir çok kişi var..ressam olarak Rouschenberg,tapies,kiefer,Duchamp,Miro,Picasso...diyebilirim...video alaninda Golan Levin,Chris Cunningham,Norman Mclaren,nam june paik ve Robert Seidel ....Tasarımcı ve illüstratör olarak Dave Mckean,Dennis Sibeijn,Thomas Shostock,David Carson,olafur eliasson.... müzik açısından ise John Zorn,John Cage,alva noto,canadian electroacustic community,karlheinz stockhausen gibi müzisyenleri sayabilirim.
*En büyük hayalin – ya da hayallerin – neler?
dünyanin farkli bölgelerinde ,kültürlerinde ,sanki 4-5 farkli kişiymişçesine yaşayabilmek isterdim...mesela ilkel bir kabilede onlar gibi davranarak ,saf olarak bir süre yaşamak ve hemen ondan sonra tokyo da hiper-teknoloji içinde yaşamak isterdim ..birisinin digerine göre daha iyi oldugunu söylemek bence saçma çünkü ikiside çok farkli degerler taşıyor ve bu insana birbirinden farklı hisler,düşünceler verir...Aslinda en geniş içerikli hayal insanin düşündüklerini gerçekleştirebilmesi.
*Eğer bir zaman makinesiyle seyahat etme şansın olsaydı, kendini hangi döneme ışınlatmak isterdin? Neden?
herhalde kendimi gelecege ışınlatmak isterdim çünkü gerçekten gelecek sanat formlarini ,teknolojiyi,uzay araştirmalarini,düşünceleri ,mimariyi...bir çok seyin nasil olacagini merak ediyorum....Gelecek sanat formunu düşününce,sanat
teknolojiyle birlikte inanilmaz hizda gelişme gösterdi ve bence henüz bu dijital evrimin başindayiz....su anda insanlarin sesleriyle resim yaptigini,hologram teknolojisini,yapılan yapay güneşi,gökkuşagini(olafur eliasson-The Weather Project) ,bir orkestranin yapabilecegi müzigi bir tek kişinin evdeki bilgisayarinda yapabildigini,özellikle sanal gerçekligi düşününce gerçekten ileride neler yapilabilinecegi beni çok heycanlandiriyor....gelişimin gidişhatina bakarsak bence insanlar bütün hislerimizle hissedebilecegimiz başka bir boyut,yaşayan bir varlik veya gerçeklikten farkli bir zaman yaratimina dogru gidiyorlar tıpkı tanri gibi.....bunlar yapıldıgı zaman şu an için geçerli birçok düşünce altüst olabilir..
*Koşarken kulaklıklarında çalan müziği tarif edebilir misin?
eylemi daha iyi hissedebilmek için öncelikle hizli temposu olan bir müzik tercih ederdim....bunun yanında ani degisimleri olan,klasik kurallarin dışında,akustik,elektronik gibi bir çok anlayişi içinde barindiran,bazen ritmin ön plana çıktıgı bazen seslerin ön plana çıktıgi, bir çok müzik türünün sentezi bir müzik olabilirdi .....
other my web pages
www.last.fm/user/csisman/ (last fm)
inspirational deviants
my frends